İleri ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsak

 
İleri ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsak İleri ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsak

. Ülkemizde kendisini her gün bir başka şekilde ifade eden bir kültür bölünmesi yaşanıyor. Uluslararası alanda çoğu işin aleyhimize seyrettiği bir dönemde spor alanında kaydedilen başarının toplumu mutlu etmesinde şaşılacak bir taraf bulunmuyor. Toplumun büyük bir bölümü kazanılan zaferi sevinçle karşıladı. Eğer Türkiye’nin mutlu insanlar ülkesi olması isteniyorsa, seksen beş milyon nüfuslu, kentleşmiş, dünyaya açık, herkesin farklı etkilere ve tercihlere açık olabileceği bir toplumda, kültürel farklılaşmanın tabii olduğunun içselleştirilmesi lazımdır. Toplumda hukuk düzeyinde kadın-erkek eşitliğini kuran yapının mimarı ve kadınların toplumsal hayatın her alanında yer almasının çağdaşlığın vazgeçilmez koşulu olduğunu savunan Kemal Atatürk’e atfen zafer topluma “Atatürk’ün kızlarının başarısı” olarak takdim edildi. Bunun en son tezahürünü Türk kadın voleybol takımının sergilediği başarı karşısında toplumun muhtelif kesimlerinde olayın değerlendirilmesindeki farklar karşısında gördük. Kızlarımızın başarısının Türkiye’nin çağdaşlaşmasıyla bağlantılı olduğu konusu da tartışılmayı gerektirmeyecek kadar aşikâr olsa gerek.

İleri ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsak

Toplumun büyük bir bölümü kazanılan zaferi sevinçle karşıladı. Uluslararası alanda çoğu işin aleyhimize seyrettiği bir dönemde spor alanında kaydedilen başarının toplumu mutlu etmesinde şaşılacak bir taraf bulunmuyor. Bunun en son tezahürünü Türk kadın voleybol takımının sergilediği başarı karşısında toplumun muhtelif kesimlerinde olayın değerlendirilmesindeki farklar karşısında gördük. . Toplumda hukuk düzeyinde kadın-erkek eşitliğini kuran yapının mimarı ve kadınların toplumsal hayatın her alanında yer almasının çağdaşlığın vazgeçilmez koşulu olduğunu savunan Kemal Atatürk’e atfen zafer topluma “Atatürk’ün kızlarının başarısı” olarak takdim edildi. Ülkemizde kendisini her gün bir başka şekilde ifade eden bir kültür bölünmesi yaşanıyor. Kızlarımızın başarısının Türkiye’nin çağdaşlaşmasıyla bağlantılı olduğu konusu da tartışılmayı gerektirmeyecek kadar aşikâr olsa gerek. Eğer Türkiye’nin mutlu insanlar ülkesi olması isteniyorsa, seksen beş milyon nüfuslu, kentleşmiş, dünyaya açık, herkesin farklı etkilere ve tercihlere açık olabileceği bir toplumda, kültürel farklılaşmanın tabii olduğunun içselleştirilmesi lazımdır.